Sıkışan ve daralan her kişi, her müessese, her devlet, her anlayış ve düşünüş, her medeniyet; atılım ve açılım yapmak ister. Bu sanıldığı kadar kolay ve hemeninde olabilecek bir durum değildir. Bu işin sancısını çekenler, -ister kişi olsun ister...
Gelişen ve yenilenen dünyaya ayak uyduramayan Osmanlı Devleti, on yedinci yüzyılın ardından Batı karşısındaki üstünlüğünü kaybetti. Önce durakladı, sonra geriledi, daha sonra da birbiri ardınca yenilgilere uğradı.
Merhum Mehmet Âkif’in ve benzeri ilim ve fikir erbabının “Medeniyet”e yönelik eleştirileri dikkatle ele alındığı taktirde onların mutlak olarak medeniyet’i eleştirmediklerini, özellikle batı medeniyetini eleştirdiklerini kolaylıkla anlarız.
Adana Ümmet ve Kardeşlik Platformu üyesi sivil toplum kuruluşları, önceki gün Suriye'de ortaya çıkan katliam görüntülerini protesto etmek amacı ile biraraya geldi. Yapılan konuşma ve protestoların ardından platform adına basın açıklamasını Erhan ATICI okudu.
Medeniyet Vakfı bismillah diyerek faaliyetine başladı. Şöyle bir hayal kurun;Bir deniz kenarındasınız, gecenin en kasvetli karanlığı çökmüş, kainat sanki boğulmak üzere, önce göğün derinliklerine doğru bir aydınlık doğuyor seviniyorsunuz, ardından zifiri karanlık bastırıyor ve siz bedbinliğe düşüyorsunuz.
Medeniyet Sohbetlerinin ikincisi Kâzım Sağlam hocamızın “İslam Dünyasındaki Son Gelişmeler ve Tavrımız’’ konulu konferansıyla devam etti.
Hayat, amaçlarıyla, amaçları doğrultusunda yaşanarak ve amaçlarına uygun bir şekilde son bulmasıyla anlamlıdır, onunla değerlidir. Amaçsız bir hayatın insana yakışan bir hayat olamayacağı apaçık bir gerçektir.
Özgür-Der tarafından “Sol / Sağ Kemalizm ve Muhafazakârlık” başlıklı bir panel düzenlendi. Panele Kâzım Sağlam, Nevzat Çiçek, Musa Üzer ve Kenan Alpay konuşmacı olarak katıldılar.
Müslüman için dini aynı zamanda davasıdır. Yani o, hiçbir zaman iman ettiği ve gereklerini yerine getirmekle sorumlu olduğu dininin, hem kendisi için hem de bütün insanlık için temel bir dava olduğunu hatırından çıkarmaz.
21.yy.da tarihin bir kırılma dönemini acı şekilde yaşayan Müslümanlar, yeniden bir durum değerlendirmesi yapmak zorundadır. Çok kısa olan şu dünya günlerinin komple, İslam dünyasında ümmeti Muhammed olarak ebedi matemlere, acılara, gözyaşlarına dönüşmemesi için bu değerlendirmenin doğru yapılması şarttır.