• BAYRAM MESAJI 2023

      Hayatın iniş-çıkışları, ruhumuzun iniş-çıkışlarının dünyamıza aksetmesidir. Bu hali en iyi Ramazan'da ve Bayramlarda yaşarız. Ruhumuz Ramazan'la yücelere erişti ve şimdi yücelerden bir kutlu kutlamayla yere, gerçeğe, hayatın acı taraflarına inişe...

DUYURULAR

BATI MEDENİYETİ'NİN İMTİHANI

bati canakkale insanlik adalet

Giriş

Çanakkale Savaşlarında Batı medeniyetinin ikiyüzlü karakteri bir kez daha bütün dünya tarafından açıkça görüldü. Bu eşsiz mücadelenin en önemli sonuçlarından birisi, medenî Avrupa'nın(!) gerçek kimliğinin ortaya çıkmasında adeta bir mihenk taşı olmasıdır.

20. yüzyılın başlarında Batı medeniyetinin başını çeken İngiltere ve ona bağlı emperyalist güçlerin kural ve sınır tanımayan, kendisinin dışındakileri yok sayan, görmezlikten gelen, fütursuz, erdem yoksunu bir siyaset izlemeleri ve dünyayı sömürgeleştirme hırs ve tamahları unutulmadı. Müttefikler Çanakkale'de tam bir “savaş ve insanlık suçlusu” olarak tarihe adlarını yazdırdılar. Batılılar yaptıkları haksızlık ve ihlâllere Osmanlı makamlarının her itirazı, protestosu ve hak arayışında konuyu hep “tesadüf”, “kaza oldu”, “çok üzüldük” kelimeleriyle geçiştirerek “medeniyet” yarışı ve “adalet” anlayışlarında samimi olamadılar.

Bu yazıda, Müttefiklerin Çanakkale'de Osmanlı'nın asker ve Hilâl-i Ahmer (Kızılay) hastanelerini vurmalarıyla ilgili arşiv kayıtlarına dayalı bir derleme yapılmıştır. Amacımız Batılı devletlerin insanlık ve savaş hukukuna aykırı politikalar izlediklerini belgeler ışığında incelemeye çalışmaktır. Bilindiği üzere Cenevre Sözleşmesi uyarınca asker hastaneleri ve hastane gemilerine saldırmak yasaktır.1

Teorideki bu gerçek, Batılılarca pratikte hiç de dikkate alınan bir madde olmamıştır. Aşağıda sunduğumuz iki örnek belge ile referansları verilen diğer kronolojik belge özetlerinde görüleceği üzere hiçbir olay, Müttefiklerin söyledikleri gibi tesadüf veya kaza değildir. Öyle olsaydı aynı mekânlar ve kurumlar farklı tarihlerde tekrar bombalanır mıydı? Dolayısıyla bu saldırıların hepsi olmasa da çoğunun planlı, programlı ve kasıtlı yapılan eylemler olduğu belgelerden anlaşılmaktadır.

A. Vurulan Hastaneler

* İngilizler, Çanakkale Savaşları sırasında devletlerarası kural ve sözleşmelere aykırı olarak Eceabat kasabasını ve Hilâl-i Ahmer bayrağı çekilmiş hastaneyi ve hastane çadırlarını uçaklarla bombalamışlardır. 27 Mayıs 19152

* Düşman uçakları, Akbaş Tekkesi hastane çadırlarını bomba atarak tahrip etmişlerdir. 6 Haziran 19153. Aynı şekilde 30 Ağustos ve 12 Eylül 1915 tarihlerinde düşman donanması tarafından Akbaş'ta bir sahra hastanesi bombalanmıştır. İngilizler buna “kaza sonucu” demişlerdir4.

* Lâpseki'de hasta ve yaralıların kaldığı hastaneyi bombalayan bir düşman uçağı iki kız ve bir kadını yaralamış, genç bir sivilin ölümüne sebebiyet verip hastane ile evlerde tahribat meydana getirmiştir. 15 Haziran 19155 .

* Galata köyüne atılan üç bombadan biri, üzerinde Hilâl-i Ahmer bayrakları taşıyan hastaneye isabet etmiştir. Bir asker şehit olurken 3 asker de yaralanmıştır. 9 Temmuz 19156.

* 15 Temmuz 1915 tarihinde Havuzludere'deki hafif yaralı hastanelerine ve 16 Temmuz 1915'te 19. Fırka Sıhhiye Bölüğü'ne etrafındaki tepelere dikili birçok Hilâl-i Ahmer bayrakları olduğu hâlde düşman uçakları tarafından bombalar atılmış, 4 asker şehit olmuş, 8 asker de yaralanmıştır7.

* Düşman uçakları 25 Temmuz 1915 tarihinde Çanakkale'nin doğu tarafındaki Halil Paşa Hastanesi'ne bomba atmışlardır. Çiftlikte tesis edilen ve Hilâl-i Ahmer bayrak ve alâmetleri bulunan bu yeri uçaklarıyla bombalayarak hastaları yaralayıp şehit etmişlerdir8 .

* Bir düşman tayyaresi Ezine'deki hastane binasına bir bomba atmıştır. Hastanenin cephesi yıkılmış, bir hasta asker ağır şekilde yaralanmıştır. 30 Temmuz 19159.

* Kilitbahir civarında Ağaderesi mevkiindeki hastane, etrafı pek çok Hilâl-i Ahmer bayraklarıyla donatılmasına rağmen düşman uçakları tarafından bombalanmıştır. 4 Ağustos 191510. Bir süre sonra yani 29 Kasım 1915'te tekrar bombalanmış, 4 asker şehit olmuş, 20 asker yaralanmıştır. Ağır Mecruhîn Hastanesi'nin Hilâl-i Ahmer bayrağı yanmış ve subaylara ait büyük hasta çadırı harap olmuştur11.

* Arıburnu'nda Hilâl-i Ahmer işaretli hastanelere 12 bomba atılmıştır. 9 asker yaralanmıştır. 13 Ağustos 191512.

* 21 Eylül 1915 tarihinde bir düşman uçağı tarafından Çanakkale Merkez Hastanesi'ne üç bomba atılmıştır. Bir kişi hafif yaralanmıştır. Kendi haritalarında bile “askerî hastane” diye gösterilmesine ve her türlü alâmetin olmasına rağmen insaniyet ve hukuk dışı bu davranış nefrete yol açmıştır13.

* Ece Limanı kuzeyinden bir Müttefik monitörü ile bir torpido ve Kemikli Limanı'nda birkaç zırhlı, balon yardımıyla Osmanlı mevzilerine ve Dursun köyündeki hastaneye ateş açmışlardır. 7 asker şehit olmuş, bir asker yaralanmıştır. 12 Aralık 191514.

* 17 Aralık 1915 tarihinde Yalova Hastanesi'ni düşman, bir uçağın yönlendirmesiyle denizden top ateşine tutmuştur. Bombardıman sonucunda hastanede tahribatla birlikte bir hanım ve iki asker şehit olmuştur. Üstelik hastanenin uçaklar tarafından rahatlıkla görülebilecek şekilde Hilâl-i Ahmer bayrağı taşımasına rağmen. Bu belgede Osmanlı makamlarınca “Bu müessif durumun tesadüfle açıklanması mümkün değildir.” kaydı düşülmüştür15.

Elhak, doğru söze ne denir?

 

B. Vurulan Hastane Gemileri

Savaş sırasında hastane gemisi ya da hasta nakliye gemisi hâline getirilen deniz vasıtaları vardır. Bunlar tam teşekküllü hastane gibi çalışmakta, Çanakkale ile İstanbul arasında ve ara iskelelerde seyr ü sefer yapmaktadırlar. Bunlar da maalesef Müttefik güçlerin bomba ve toplarına maruz kalmışlardır

* Bir düşman uçağı Değirmenburnu önündeki hastane gemisine dört tane bomba atmıştır. 19 Eylül 191516.

* Müttefikler tarafından da hastane vapuru olarak bilinen Reşit Paşa Vapuru 1 Aralık 1915'te bombalanmıştır17.

* 5 Aralık 1915'te Marmara'da Kemer civarında bir düşman denizaltısı tarafından önceden ihtar edilmeksizin hasta nakliye gemilerinden Şirket-i Hayriye'ye ait 40 numaralı vapur tahrip edilmiş, ateşçi ve çarkçıbaşısı şehit olmuş, bir kısım mürettebat da esir düşmüştür18.

Sunduğumuz bu belgeler okyanustan bir katre sudur. Başkanlık Osmanlı Arşivi, Kızılay Arşivi, Genelkurmay Arşivi (ATASE) gibi pek çok arşivde yüzlerce belge bulabilmek mümkündür. Hastane ve hasta nakliye gemilerinin vurulmalarının dışında Batı medeniyetinin 20. yüzyıldaki temsilcilerinin işledikleri başka cinayetler ve savaş suçları da vardır. Bunlardan bazılarını kısaca ifade edip detaylı bilgiyi sonraki yazımıza bırakalım:

* Şehit kabristanları ve türbelerin vurulması

* Sivil halkın, yerleşim yerlerinin ve eşyaların bombalanması

* Domdom kurşunu kullanılması

* Sivil yolcu gemilerine tecavüz edilmesi

* Kimyasal silah kullanımı

* Osmanlı esirlerine kötü muamelede bulunulması

* Kuralların suistimal edilmesi.

 

Sonuç

Batı medeniyeti, dün olduğu gibi bugün de dünyayı istilâ ve sömürgeleştirme çalışmalarına kesintisiz bir şekilde devam etmektedir. Bu duygusuz, acımasız ve şahsiyetsiz medeniyetin kendisine karşı olan toplumlar için beslediği iki şeytani tavır vardır. İlki yenemediği, istilâ edemediği, sömüremediği toplumları değiştirmek, bir başka ifadeyle kendisine benzetmek, bu olmuyorsa ikincisi ise yok etmektir. Bu çarpık anlayış İslâm medeniyetinin dünyaya, eşyaya, tabiata, insana baktığı zaviyeden o kadar uzaktır ki, kıyası bile mümkün değildir.

Batı medeniyetinin “dünyayı medenileştirme” adına yaptığı haksızlık, adaletsizlik, sömürü ve insanî duyarsızlığı artık herkes görüyor, biliyor. Bugün İngiltere'den bu mirası devralan Amerika da aynı yolun yolcusu. Rusya, Çin, Fransa, İsrail ve diğerleri de öyle… Belli olmaz, belki bir gün devran döner, şartlar değişir, güç tekrar İslâm medeniyetine geçer. O zaman bütün dünya yıllarca özlemini çektiği adaleti görür, adil olanla güçlü olanın farkını anlar… Haklı olmak güçlü olmak anlamına gelmiyor, adaletli olmak anlamına geliyor.

Yaşanılabilir bir hayat için adaletin, barışın, sükûnetin olduğu bir dünyayı İslâm medeniyetinin aydınlığında hep birlikte hayal edelim. Bunun için çokça çaba ve gayret gerekiyor.

Ahmet Zeki İzgöer

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi


1 BOA, HR-SYS, 2098/12.
2 BOA, HR-SYS, 2098/12.
3 BOA, HR-SYS, 2098/12.
4 BOA, HR-SYS, 2100/6.
5 Kızılay Arşivi, 270-52 ve 270-52.1.
6 BOA, HR-MA, 1136/61; BOA, HR-MA, 1139/3.
7 BOA, HR-SYS, 2411/32; Kızılay Arşivi, 23/225.
8 BOA, HR-MA, 1136/64; Kızılay Arşivi, 118/248.
9 BOA, HR-MA, 1137/55.
10 BOA, HR-MA, 1138/12.
11 BOA, DH-EUM. VRK, 25/50.
12 BOA, HR-MA, 1139/20.
13 BOA, HR-SYS, 2413/60; BOA, HR-MA, 1144/22.
14 BOA, HR-MA, 1150/35.
15 BOA, HR-SYS, 2100/1.
16 BOA, HR-MA, 1143/86.
17 BOA, HR-MA, 1150/35.
18 BOA, HR-SYS, 2100/10.

tefsir dersi 2020

whatsapp takip edin

Yazanlarımız