Hayatın iniş-çıkışları, ruhumuzun iniş-çıkışlarının dünyamıza aksetmesidir. Bu hali en iyi Ramazan'da ve Bayramlarda yaşarız. Ruhumuz Ramazan'la yücelere erişti ve şimdi yücelerden bir kutlu kutlamayla yere, gerçeğe, hayatın acı taraflarına inişe...
Kıymetli Medeniyet Okuyucuları,
İnsanlığa İbrahimî bir çağrı olan hac, içinde semboller, şeairler barındıran çok önemli bir ibadettir. Önemli olduğu kadar da özgündür. Bu özgünlük onu İslâm'ın diğer şartlarından çok daha farklı bir yere koymaktadır.
Hac; bedenen, ruhen, zihnen baştan sona Allah'a, öze, içe, kendine doğru muhteşem bir yolculuktur. Bu yolculukta meşakkat vardır ama sonu rahmet ve berekettir. Haccın sembolik ve mecazi yönünün son derece derin ve geniş anlamlar ihtiva ettiği pek çok ayet ve hadisle sabittir.
Kıymetli Okuyucular,
İçinde bulunduğumuz aylar böylesine muhteşem ve mukaddes aylardır. Manevi ikliminin insanlığı sarıp sarmaladığı bu aylarda tatlı bir letafet, manevi bir haz ve ulvi bir hava hâkimdir. İnsanlığın tefessüh ettiği, her türlü zulüm ve haksızlığın kurumsallaştığı, fitne ve fesadın küreselleşip ayyuka çıktığı modern-seküler çağda o havayı soluyabilmek, o tahassürü tadabilmek ne kadar da önemlidir. Fert ve cemiyet olarak diriliş, uyanış, kendine geliş o havayı teneffüs etmekten geçmektedir.
Şu bir gerçektir ki her din kendine kutsal mekânlar ittihaz eder. Kutsalı olmayan din, düşünce ve sistemler ne yapıp edip onları ihdas ederler. Buna da mecburlar. Kutsalsız ve mekânsız din olmaz çünkü. Sanal/batıl/ beşerî/muharref dinler de sembolik anlamlı kutsallarla mensuplarını ikna etmeye ve itminana kavuşturmaya çalışırlar. Ağlama Duvarı, Meryem Ana figürleri, Buda heykeli, Hindu doktrinler, çeşitli ikonlar, kadim/ modern tapınaklar, totemler, havralar, kiliseler hep bu cümledendir. Yalnız İslâm'daki haccın taşıdığı değer ve deruni anlam, ondaki şeair, Safa-Merve, Meş‘ar-i Haram, Mescid-i Haram, kurbanlıklar, sa‘y hiçbir batıl din ve düşüncede olmadığı kadar yücedir, sahihtir ve haktır. İslâm'ın sembolleriyle diğer dinlerin sembolleri birbiriyle kıyas etmeyecek kadar farklıdır. Bunun için haccı ve rükunlarını, şeairlerini iyi tefekkür etmek gerekir.
İşte bu sebeplerle bizler de Medeniyet'in 60. sayısında “Hac ve Kurban” konusunu zengin bir içerikle gündemlerinize taşımaya çalıştık. Belki bu vesileyle hac ve kurban ikliminde kendimizi bulur, Allah'a bir adım daha yaklaşmış ve kurbiyet makamına ermiş oluruz. Zira Allah kendine yapılan yolculukları asla karşılıksız bırakmaz. Ona giden, onu bulur.
M. Beşir Eryarsoy, Ahmet Zeki İzgöer, Faruk Beşer, Hanifi Vural, Şakir Diclehan, Mustafa Özel, Hacı Fidan, Mustafa Alıcı, Özcan Ünlü, Mustafa Uçurum, Ramazan Altıntaş dosyada imzası bulunan isimler. Yazarlarımızın kaleminden dökülen satırlara paha biçilemez. Katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Engin Elman “Modern Zamanın En Büyük Yitiği: Merhamet”, Vahdettin Oktay Beyazlı “Okumaya Giriş”, Bekir Sağlam “Üstad Önce Ruhun Dirilişi Diyordu”, Rahmi Oral “Aile İçi İletişimde Üç Yöntem”, Serdar Gürbey “Afganistan İzlenimleri, Junwarif A. Limanay “Bangsamoro: Filipinler'deki Cesur Müslümanlar” başlıklı yazılarıyla aramızdalar. Her bir yazar, okuyucusunu uzak diyarlara götürüyor, onlara farklı bakış açıları kazandırıyor.
Sima Şanlı “Vasiyetimi Saymazsanız Yazdığım Son Yazı” öyküsüyle; A. İbrahim Savaş, Sadettin Yıldız, M. Faruk Ayata, Fehmi Çiçek ve M. Beşir Eryarsoy da şiirleriyle huzurlarınızdalar. Kendilerine teşekkür ediyoruz.
Değerli Okuyucular,
Vedamızı emanetini geçtiğimiz haziran ayında teslim eden güzel dost, değerli insan, şair-yazar Mevlana İdris Zengin'e rahmet okuyarak yapalım. Allah merhumun taksiratını affetsin, mekânını cennet, makamını âlî eylesin.
Fikir, ilim, kültür, sanat, edebiyat ve ilahiyat muhtevalı nice zengin metin ve dosyalarla huzurlarınıza tekrar çıkmayı temenni ediyoruz.
Bir sonraki sayıda görüşmek ümidiyle…
Allah bes bâki heves…
Medeniyet Düşünce ve Kültür Bülteni'nin 60. sayısını indirmek için tıklayınız.