Sıkışan ve daralan her kişi, her müessese, her devlet, her anlayış ve düşünüş, her medeniyet; atılım ve açılım yapmak ister. Bu sanıldığı kadar kolay ve hemeninde olabilecek bir durum değildir. Bu işin sancısını çekenler, -ister kişi olsun ister...
Sadi (Şirazî) Ebu Abdullah Müşerref (ed-din) b. Muslih eş-Şirazi, doğum tarihi -kesin değildir. 1184 ila 1202 arasında tahmin edilir.- 1292 vefat eder. Renkli bir sima. Gezgin ve nüktedan. Düşüncelerini hikaye ve anı şeklinde dile getirir. Bir yönüyle Mevlana'yı andırır. Hikmetli sözleri ve kıssaları zikreder. Darb-ı mesellerden, atasözlerinden çok yararlanır. Toplumun tercümanı gibi davranır ve özlü sözleri dilden dile dolaşır hale gelmiştir. Onun Gülistan'ı medreselerde de okutulur.
Gülistan; nesirler arasına manzumlar yerleştirilmiş, bir mukaddime ve sekiz bölümden oluşur.
1. bölüm: .Hükümdarların hal ve hareketleri. 2. bölüm: Dervişlerin ahlakı. 3. bölüm: Kanaatin fazileti. 4. Bölüm: susmanın faydası. 5. bölüm: Aşk ve gençlik 6. bölüm: Takatsizlik ve ihtiyarlık. 7. bölüm: Terbiyenin etkisi. 8. bölüm: Sohbet adabı diye tasnif edilmiştir.
Biz de kitabı okumayanlar için bazı özlü sözlerini seçerek nakletmeye çalıştık, umarım faydalı olmuştur.
- Aslan mağarada açlıktan can verse, köpeğin ağzından artanı yemez.
- Çöllerde kavrulmuş bir yoksul için haşlanmış şalgam som gümüşten iyidir.
- Murdar murdara yakışır.
- Kendine acımayana kimse acımaz.
- Eceli gelmeyen balık karada dahi ölmezmiş.
- Altın suyu ile yazılmış çirkin yazı...
- Haramzadenin kanı dışında helal bir şeyi olmaz.
- Körün kaşında rastık boş özentidir.
- Eli dünya muradına ermeyen kimse, öz memleketinde bile gariptir.
- Ecel gelmeden ölünmezse de sen ejderhanın ağzına gitme.
- Temren yaradan çıkar, acısı gönülde kalır.
- Nadir üzerine hüküm verilmez.
- Tamahsız kişinin başı dik olur.
- Derdini düşmana söyleme; sevine sevine lahavle çeker.
- Bir sözü bir kere söyle.
- Sözün ortasında söze başlama.
- Bilen kişi her bildiğini söylemez.
- Kötü sesle Kur'an okuyan Müslümanlığın şerefini kırar/zedeler.
- Gönle giren her şey, göze hoş gelir. Yusuf'un (as) yüzüne inkar gözüyle bakan, onu çirkin diye vasıflandırır. İstekli gözle bakıldığında, şeytanı, kerrubi gözlü melek görür.
- Nazlı kul/köle sahibine yumruk atar.
- Savaşçılar düşmanlarını öldürürler, güzeller/sevilenler dostlarını.
- Hekim perhiz veriyor, azgın nefis şeker istiyor.
- Birine hasret duyarak onu özlemek usanmaktan iyidir.
- Aynı kabukta iki iç badem olmak...
- İnsan, tatlı yaşantının değerini musibet görmeden önce bilmiyor.
- Latif iken sert davranmak, sertleşince latif davranmak...
- Kişi nefsinin kötülüklerinden kurtulabilir, iftiracının kötü zannından kurtulamaz.
- Bir düşmanı görmemek için bin dosttan vazgeçmek.
- Harzem'le Hatâ (şehir adı) barış ettiler. Zeyd'le Amr'ın düşmanlıkları daha bitmedi mi?
- Leyla'nın güzelliğine Mecnun'un gözbebekleriyle bakarsan anlarsın...
- İki odun birlikte yanarsa hoş olur.
- Sağlarda yara sızısı olmaz.
- Utanmazlığı adet edinmiş kimse başkalarının şerefini düşünür mü?
- Kimin terazisinde altın olursa, onun pazısı da kuvvetli olur.
- Avına pençesini atan aslana itin ürümesi tesir eder mi?
- İnsanlar kendi ayıplarının hamalıdır.
- Taze gencin şenliğini kocalarda arama.
- Cimri, bir dinar için balçığa saplanmış eşekler gibi aciz kalır da Fatiha isteyene yüz tane okur.
- Kocamış kişi kocakarılardan hoşlanmaz da genç bir bayan kocamış erkekten nasıl olur da hoşlansın.
- Eli titreyen inci dizmesini bilemez.
- Yedi denizde yıkasan bile köpek ıslandıkça daha pis olur.
- İsa'nın (as.) eşeğini Mekke'ye götürsen, döndüğü zaman yine eşektir. (aslına döner)
- Mevki şehrin kapısından dışarı çıkmaz.
- Hüner akan bir çeşmedir, sürekli bir devlettir.
- Babanın mirasını mı istiyorsun; bilgisini ve hünerini öğren.
- Bir yoksul yüz türlü uygunsuz iş yapsa bunun yüzde birini dostları dahi bilmez. Ama sultan beğenmedik bir tek iş etse/yapsa, ülkeden ülkeye onu ulaştırırlar.
- Hocanın cefası baba sevgisinden daha iyidir.
- Dağlara yağmur/kar yağmazsa ırmak bir yıl sonra kuru çay olur.
- Sıcak nefes soğuk demire tesir etmez.
- Terbiye bir ama istidad farklı farklıdır.
- Rızka değil rızkı verene bağlan.
- Herkesin öptüğü Kabe örtüsü ipek böceğinin hatırı için öpülmüyor.
- Hasır dokuyucuyu ipek tezgahında çalıştırmazlar.
- Zincirden kurtulmuş esir, zindana atılan emirden iyidir.
- Ertesi günün harcı ortada olmayanın gecesi darmadağınık olur.
- İyilerin hırkasını giyip cer lokmasını satmak...
- Mide ile şehvet ikizdir. Biri rahatladı mı öbürü şahlanır.
- Yırtıcı köpek eti bulunca; 'Bu, Salih Peygamber'in devesi midir, yoksa Deccal'ın eşeği midir?' diye sormaz.
- Yoksulluk takvanın elinden dizgini alır.
- Şımarık zengin; bilgini dilenci sanır.
- Kudret bineğine binip onu sürmemek.
- Cimrinin kim olduğunu dilenci bilir.
- Cennet nimetlerin önünde ıstırapların duvarı vardır.
(Yararlanılan terceme bkz. Çağdaş Kitap/Buruc Yayınları Gülistan, 2020 İst.)
Kâzım Sağlam