• AÇILIM - ATILIM

      Sıkışan ve daralan her kişi, her müessese, her devlet, her anlayış ve düşünüş, her medeniyet; atılım ve açılım yapmak ister. Bu sanıldığı kadar kolay ve hemeninde olabilecek bir durum değildir. Bu işin sancısını çekenler, -ister kişi olsun ister...

DUYURULAR

ARZU-YU KULÛB (KALPLERİN ARZUSU)

Batıyı ve Doğuyu doğru anlamak, onlarla hem diyalog kurmayı hem de hesaplaşmayı göze almanın tam zamanı. Yeni ahvalde bunları göze alamayan, geleceğe yön veremez.

Cumhuriyetin ilanıyla, Türkiye aydın ve uleması, Osmanlı İslam anlayışıyla hesaplaştı, ama bunu kendi adına yapmadı, çoğu Batı adına yaptı az bir kısmı da Doğu adına yaptı.

 

Şimdi sıra Cumhuriyet döneminin kritiğine geldi, bakalım aydın-ulema bu konuda üzerine düşeni yapabilecek cesareti gösterebilecek mi? Yoksa bizi tekrar Batı’nın veya Doğu’nun başka labirentlerine mi yönlendirecek.

Zihinleri Batı veya Doğuya bağlı olanlardan medet beklemenin vakti geçti, kendi medeniyet havzasında sabitkadem basabilenlerin de neler yapabileceklerini göreceğiz.

….

Müslümanların/bizim özlediğimiz ve siyaseten beklediğimiz bir “İslam Birliği” için daha çok yol alması gerekecek. Müslüman olarak inancımız (en azından benim inancım) oldur ki, İslam coğrafyası, ortak hareket etsin, emperyalistlere karşı ortak bir tavır takınsın, kendi iç problemlerini iç problem olarak görsün, kendi içinde adil bir şekilde çözme yollarını arasın.

Kavim asabiyeti, etnisite saplantısını bıraksın, mezhep ve meşrep farklılığını bir ayrışma, düşmanlık vesilesi kılmaktan çıkarıp bir zenginlik ve derin bir fikir enginliği, problemleri çözmede bir alternatif olarak görsün. Farklı dil konuşmayı ayrılıkçılık olarak algılamaktan vazgeçsin, bir zenginlik, kendi dilini geliştiren bir katkı olarak kabul etsin. Farklı örf-adet, geleneklerden yaralanarak insanlığa çareler üretmede bir veri olarak kullansın. Bağlı bulunduğu İslam Kültür Havzası’nı geliştirsin. Bu havza Müslüman olan bütün insanların ortak değeri kabul edilsin.

Bu havzayı geliştirsek, dünya siyaset sahnesinde her bir Müslüman şahsa katkı sağlar, onu güçlendirir hem kendisi kalır hem de dünya kültür, sanat, mimari, ekonomi, siyaset, vb. bilim, teknoloji… alanlarında insanlığa da faydası olur.

Bu yönleriyle gelişen ve yardımlaşan dünya Müslümanları, yavaş yavaş birbirleriyle de yakınlaşırlar. Yoksa herhangi bir (İslam) ülkesi güçlenip diğerlerini kendine ram etmekle bu mesele çözülmez.

Boğun eğdirmeyi bırakıp kardeşçe davranmayı öğrenmemiz icap eder. Bunun ilk adımı, önce Müslüman fertlerin ötekisini iyi seçmelerine bağlıdır. Hiçbir Müslümanın ötekisi kendi kardeşi olamaz. Farklılık, aykırılık da olabilir, ama düşman olamaz. Yanlışlarla mücadele etmekle Müslümanın yanlışını düşmanlık vesilesini kılmak arasındaki nüansı iyi bellemeliyiz. Farklıklarımız zenginliğimiz olmalıdır.

Ötekimiz bizim nerde durduğumuzu, nasıl hareket edeceğimizi de belirler. Bilgilenme biçimimizi, önceliklerimizi de bir nevi mecburen seçer hale getirir.

Bizim ötekimiz; insanlık düşmanı, fıtrat bozuculuğu, Allah ve kâinat düşmanlığıdır. Bu cephenin en önünde ve derununda İslamcılık yatar.

İslamcılık; Allah’ın insanoğlu için biçtiği yolda yürümenin en baş aktörü olmaktır, bu da son Din İslam’dır, İslam’ın öngördüğü insanlık anlayışıdır. İslamcılık; kâinatı fıtratı üzere, muhafaza ve müdafaa etmektir. Yeryüzünde adaleti kaim kılmaktır. Fitneyi fesadı, bozgunculuğu, insanlığı kemiren tüm kötülükleri ortadan kaldırmak için mücadele ve mücahede etmektir.

Gelinen yer itibariyle, önce yenidünyanın dilini ve nasıl yürüdüğünü kavramak, anlamak sonra yanlışlarını insanlığın önüne sermek bir sonraki adımda da İslam’ın insanlığa neler sunacağını adım adım, mesele mesele, iletmek. Bunun için; değer yargılarımızı, teferruatlı bir şekilde öğrenmek, bugün ile kıyaslamak, hangi ahvalimizin hangi değer yargımıza tekabül ettiğini tesbit etmek ve bugünün dünyasında nasıl hayata geçirebileceğine kafa yormak.

Kişi, aile, toplum, cemaat, kurum- kuruluş, devlet işleyişi, uluslararası işleyişler, paktlar ne varsa hesaba katarak nasıl bir dünya inşa edeceğimizi verileriyle dünyanın tümüne duyurmak, ilan etmek arkasında durmak ve gereken bedeli göze almak.

Bunları göze almadan ve gereken altyapı oluşturmadan işi hamasete dökersek, farkına vardığımız Batı-Doğu’nun yeni hilesine tekrar kapılacağız ve gene fırsatı kaçırmış olacağız.

tefsir dersi 2020

whatsapp takip edin

Yazanlarımız