MEDENİYET BÜLTENİ'NİN 59. SAYISI ÇIKTI

medeniyet bulteni 59. sayi 1

Kıymetli Okuyucular,

Güce ve kaynaklara sahip olma savaşı insanlık tarihi boyunca var olagelmiştir. İnsanların yaşadığı her dönemde büyük ya da küçük mutlaka savaşlar olmuştur. Tarihî kaynaklar savaşsız geçen dönemlerin çok az -en fazla 250-300 yıl- olduğunu belirtmektedir.

Geriye kalan bütün dönemlerde haklı ya da haksız hep bir savaş, ölüm ve yıkım yaşanmıştır. Bunun içindir ki insanlığın tarihi savaşın da tarihidir.

***

Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaş bir anda dünyanın gündemine oturdu. En acımasız silahlarla yürütülen bu savaş bütün dengeleri altüst etti. On binlerce ölü ve yaralı, milyonlarca mazlum ve mağdur, perişan vaziyetteki kadın, yaşlı ve çocuklar, tarumar olmuş şehir ve coğrafyalar savaşın korkunç yüzünü en çıplak haliyle bir kez daha gözler önüne serdi. İki gayrimüslim devletin egemenlik ve ekonomik saikler ileri sürerek birbirinden hak iddia etmesi, buna karşılık Avrupa, ABD ve NATO'nun çifte standardı, yalan ve entrikaları sadece iki ülke halklarını değil bölgedeki bütün devlet ve toplumları da tehlikeye düşürmektedir. Türkiye bunların başında gelmektedir. Bu savaşı basite indirgemek tarihi bilmemektir. Yaşananları lokal çekişmelerin çok ötesinde anlamak gerekir. Her bir savaş, bir sonraki adımın hazırlayıcısıdır. Ne Rusya ne ABD ne de diğer güçler plansız ve amaçsız iş yapmazlar. En az otuz kırk yıl sonrasının hesaplarını yaparlar. Devlet aklı da bunu gerektirir. Bu nedenle gündemi sağlıklı tahlil edebilmek için tarihî arka planı iyi anlamak ve perdenin gerisini görebilmek gerekir.

Bizimle/İslâm coğrafyalarıyla hiç ilgisi yokmuş gibi görünen savaş, barış ve hadiselerin esasında satranç oyunundaki zekice ve sinsice hamlelere benzediğini ve nihayetinde bunun şah-mat noktasına geleceğini idrak etmek zorunluluğumuz vardır. Böyle düşünmek asla bir komplo, paranoya veya başka bir psikolojik hastalık değildir. Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da, Balkanlarda, Orta Doğu'da yaşananlar kim diyebilir ki bizimle ilgisi olmayan hadiselerdir? Kim diyebilir ki bu krizler millet ve medeniyetlerden bağımsız cereyan etmektedir? Mümkün mü hiç? Küresel ya da bölgesel her bir hadiseyi büyük resmin içinde önemli bir parça olarak görmez ve kurulan oyunları bozacak yeni hamleler geliştirmezsek ne yazık ki kaybeden yine biz oluruz. Kendi içlerinde birbirleriyle amansız savaşa tutuşan kalpleri paramparça Batı dünyası, söz konusu Müslümanlar ve İslâm coğrafyası olunca dinen ve tarihen de sahiptir ki anında “tek millet” olarak hareket edeceklerdir. Bundan asla şüphemiz yoktur. Hamaset yapmaksızın hemen şunu belirtmeliyiz ki tuzaklardan, küfrün fitne ve fesadından kurtulmak “kardeşlik ve ümmet” şuuruyla “bir ve beraber” olup “sapasağlam kulp”a sarılmakla mümkündür.

Kıymetli Okuyucular,

Dosya konumuz dijital dünya. Metaverse denilen dijital platform ve araçların bir araya gelerek oluşturduğu sanal dünya; yeni din, inanç, toplum ve şahsiyetlerin doğmasına sebep oldu. Kurgusal/yapay gerçeklikler, “reel gerçekliğin” yerini aldı ve gerçek olan her şey simülasyona dönüştürüldü. Bu, çağımız açısından ciddi bir sorundur.

Dosyamızda Mustafa Alıcı, Yılmaz Daşcıoğlu, Ümmet Erkan, Mücahit Gültekin ve Şakir Diclehan Hocaların entelektüel değerlendirmelerini okuyunca sorunun vahametini daha iyi anlayacağınızı düşünüyoruz. Her bir yazı gerçekten de çok iyi tetkik edilmelidir.

Kâzım Sağlam, M. Beşir Eryarsoy, Ahmet Zeki İzgöer, Durmuş Günay, Bekir Sağlam, Hayrettin Orhanoğlu, Sibel Eraslan, Ozan Taşdemir, A. İbrahim Savaş, Murat Yılmaz, Sadettin Yıldız ve Mustafa Gülali bu sayıda bizlere katkı sunan kalemler. Yazarlarımıza teşekkür ederiz. Bir sonraki sayıda görüşmek ümidiyle…

Medeniyet Düşünce ve Kültür Bülteni'nin 59. sayısını indirmek için tıklayınız.

medeniyet bulteni 59. sayi 3

medeniyet bulteni 59. sayi 4

tefsir dersi 2020

Yazanlarımız