Kişiler olarak her birimiz/özümüz, ailemiz, akrabalarımız, çevremiz, mensubu bulunduğumuz camiamız, içinde yaşadığımız şehrimiz, ülkemiz, bölgemiz, medeniyetimiz, dünyamız yeni bir durumla karşı karşıya. Buna yeni bir kuşatma, yeni bir saldırı...
Hayatımızı anlamlı ve yaşanabilir kılmak bizim elimizde. Başkaları tarafından sürüklenmeye çalışıldığımız sığ, kof, yozlaştırıcı ve yapay gündemlerin esiri olmamak bizim elimizde. Kötülüğe, çirkinliğe, tuğyana, sapkınlığa ve şirke aktif olarak müdahale etmek ve engel olmak da bizim elimizde.
İman ehli olarak bizler üzerimize düşeni yapma konusunda cehd ve gayreti gösterirsek birçok sorunun çözümü konusunda gerekli başarıyı elde ederiz Allah'ın izniyle.
Sorunsuz bir hayat ve sorunsuz bir dünya tasavvuru ütopyadan öte ham bir hayalden ibarettir. Asıl maharet sorunlar karşısında yelkenleri suya indirip yenilgiyi kabullenmek değil… Asıl maharet yılmadan, yıkılmadan, ümitsizliğe kapılmadan sorunlarla mücadele edebilme gayretini gösterip çözüm üretebilmektir. Zira hayat biz Müslümanlar nezdinde iman ve cihattan ibarettir.
İslâm dini bir köşeye sinip, elini eteğini dünyadan çekmeyi vaaz etmez. Allah'a hakkıyla iman etmiş iman ehli salih ameller ile hayatına bir aksiyon, bir canlılık katan kişidir.
İman ehli kadın olsun erkek olsun aksiyoner bir kimlik ve klas bir duruş sergiler zulme, adaletsizliğe, küfre, tuğyana, rüşvete, torpile, iltimasa, adam kayırmaya…
Hesabi değil hasbi, çıkarcı değil samimi ve içten biridir iman ehli…
İman ehli şiddetli fırtınalar karşısında eğilen ama asla yıkılmayan yedi veren başak tanesi gibidir. Zorluklar yıldırmaz onu. “Hamdım, piştim, yandım elhamdülillah.” der sıkıntılar karşısında.
İman ehli bela, musibet ve hastalıklar karşısında sabrederek Rabbe ram olan ve Yunus aleyhisselâm gibi zorlu imtihanlara duçar olunca “Lailahe illa ente subhaneke inni kuntu minezzalimin.” diyebilendir.
Değişim rüzgârları menfi yönden esiyorken, modern çağın sapkınlıkları ve salgınları dört bir taraftan kuşatırken imanı ehlini, “Allah'ım, katından bir rahmet gönder.” diye yardım dilemeyi bilendir iman ehli.
O, Allah'ın rahmetinden asla ümidini kesmez. Zira ancak kâfirler Allah'tan ümidini keser.
İnfak ehlidir iman ehli. Hayır yolunda helalinden kazandığını yine hayır yolunda harcar. Sağ elin verdiğini sol elin bilemeyeceği bir yardım felsefesine inanır.
Hayatımız kalbin ritimleri gibi inişli çıkışlı bir seyir izler. Hayat düz bir çizgi şeklinde ilerlemez. İman ehli kalp ritimleri gibi inişli çıkışlı hayat serüveninde sağlıklı bir ruh hâli içinde yaşamayı bilir.
İman ehli TV'lerin, dizilerin, emperyalist kültürün, ahlâkı bozuk arkadaş, akraba ve komşuların rüzgârına kapılıp saygısızca konuşmaz ve insanlara edep sınırlarını aşacak şekilde davranmaz.
İman ehli sadaka, hayır hasenat ve sılairahim ile sadece insanlar arasındaki bağını değil, aynı zamanda Allah ile olan bağını kavileştirir ve iyileştirir. Ve Allah'ın izin ve inayetiyle ömrünü bereketlendirir.
Yoğun bir tempo ve bitmek bilmeyen stresli koşuşturmacalar, belli büken rızık endişesi, çocuk yetiştirme kaygısı, aileyi sağlam temeller üzerine kurma ve koruma çabası, beşikten mezara devam eden eğitimler, okullar, etütler, kurslar vesaire… İman ehli tüm bunlara Allah'ın gör dediği yerden bakıp suhulet ve sükûnet içinde çözüm getirebilen ve bu sorunların ağırlığı altında ezilmeyen kişidir.
İman ehli evine sahip çıkan, harama tenezzül etmeyen, ailesine ihanet etmeyen, güler yüzlü, ibadetlerine düşkün, nezaketli, hata edince hatasından dönmesini, özür dilemesini, gönül almasını bilen kişidir.
Kibirli değildir iman ehli. Aşırı mütevazı da değildir. Olması gerektiği kadardır. Üzülür, üzmez; kırılır ama kırmaz, şairin dediği gibi “koparılır fakat çekmeye gelmez” bir başı vardır. Allah'a değil zalime ve zulme asidir.
Rabbimizin Kur’ân'da “Onları rüku ederken, secde ederken ve sürekli Allah'ın lütuf ve rızasını ararken görürsün.” (Fetih, 29) ayetinde tarif ettiği kişidir iman ehli.
İman ehli günahın açığından da gizlisinden de kaçınan, gözünü, kulağını, dilini, kalbini, midesini ve bütün azaları günahlardan uzak tutmaya gayret eden, ibadette, ahlâkta ve davada ciddiyetinizi muhafaza eden kişidir.
Rabbine itaatkâr bir adalet arayışı içindedir. Dini dar değil dindardır. Çağa ayak uydurma teraneleri ile değerlerini modern putlara kurban etmez. Omurgalıdır. Kınayıcının kınamasından korkmaz.
İman ehli boş ve lüzumsuz yere çok konuşmaz. Dili sürekli Allah'ı zikreder. Konuşacağı vakit muhakkak hayır söyler.
Yaşanan olumsuzluklar karşısında ye'se yani karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmez. Modern çağın insanını sarıp sarmalayan psikolojik buhranlar karşısında Kur’ân'ın yüreklere şifa olan düsturları ile kendini motive eden ve etrafına moral veren kişidir iman ehli.
İman ehli ekonomik, sosyal, siyasi, uluslararası ve ahlâki krizlerimizin ancak İslâm tarafından çözülebileceğine inanan bir düşünceye sahiptir.
İman ehli hayat kitabı Kur’ân'ı ve Peygamber Efendimizin (sav) hayatını okuyup hayatına tatbik etmekle birlikte şehitlerin, salihlerin, öncülerin, dava adamlarının ve ashabın hayatını okumayı da ihmal etmez.
İman ehli tevhid, adalet ve özgürlük şiarı ile tüm çağdaş putlara ve izmlere başkaldıran çağın putkıran İbrahim'idir.
O hâlde ey iman ehli! Yeniden bir besmele çek, yeniden ümidini tazele, yeniden heyecanınızı yenile. Şeytana ve nefse karşı sesini yükselt. Bir plan yap. Bir salih amel işle. Bir dua al. Bir hayra öncülük et. Bir kötülüğü önle. Bir zulme karşı çık. Ama muhakkak bir şey yap! Ve ey iman ehli yapacağın ilk hayır şerri terk etmek olsun.
Unutma ki Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.
İdris Gökalp